5 Ocak 2017 Perşembe

BİLİMSEL VAHŞET


Başlık olduğu gibi aktarılmıştır. Seçtiğim konu neredeyse 40 sene öncesine ait bir bilim teknik konusu. Yalnız konuyu görüp içeriğe bakmamla, aynı mantık ile aynı sorunların devam ettiğini fark etmem bir oldu. Şok olmuyoruz artık, ama üzülüyoruz, e haliyle. Başlayalım.



Cengiz Han 1226'da yönetimi oğullarına bıraktığı sırada "yenenlerin güvenliği ancak yenilenlerin yok edilmesiyle sağlanır" derken yanılıyordu ve bu yanılgının bedeli tarihten silinen koca bir imparatorluk oldu.

İnsanlar tarih yazmaya başladıktan beri düşmanlarının yok edilmesi kadar, onların düşünceleri ve düşünce yapıtlarının da yok edilmesi gereğinin bilinci içindeydiler. Bu bilinç zalim yöneticileri, kendilerince haklı buldukları bilimsel vahşete yöneltti. (ne güzel yanılıyoruz biz)


İnsanları toplu olarak bulup yok etmek oldukça zor olmasına rağmen onların düşünce yapıtları genellikle büyük kitaplıklarda toplu olarak bulunuyordu. (kaldı ki yahudileri toplu olarak öldürme, sürme, süründürme, işkence etme, katletme yoluna başvuran birini biliyoruz.)


Konumuza döner isek eğer, bu bahsettiğimiz kitapları yok etmenin en kolay yolu da onları yakmaktır. (Kitap yakan, ev ev kapı kapı gezip hatta insanları cezalandırarak, bu tür yollara başvuran birilerini de tanıyoruz, ha bilimsel değildir orası ayrı konu.) Bugün yazı gereci olarak yanmaz kil tablet kullanan Mezopotamya uygarlığına ait oldukça geniş bilgimiz var. Fakat görkemli Mısır uygarlığı'ndan günümüze dek çok az bilgi kaldı, çünkü Mısırlıların yazı gereçleri yenebilen papirüs yaprakları idi. Ne var ki, İ.Ö. 663 yılında kurulan ve 25,000 kil tableti içerdiği bilinen Asurbanipal'in Ninova kitaplığını yanmaz olması bile kurtaramamıştır. Bu kitaplığın yarısından çok azı müzelerdedir, gerisi yok olmuştur.




Büyük İskender İ.Ö. 333 yılındaki savaşlar sonucu Perslere karşı o kadar fazla öç alma duygusu içindeydi ki, onun bilime saygısı ve güzel sanatlara sevgisi Persepolis Kitaplığı'nın yakılma emrini vermesine mani olamadı. 12,000 dana derisi üzerine altın harflerle yazılı 2 milyon mısralık İran destanları bu kitaplığın ufak bir parçasıydı ve tümüyle yok oldu.


Çin İmparatoru Tsin Che Hoang Ti İ.Ö. 213'de bilginin insanlığa kötülük getirdiği nedeniyle Çin tarihinin en önemli eserlerini yaktırdı. İmparator içtenlikle insanların mutluluğu için çalıştığına inanıyordu. 2200 yıl sonra bu inancı paylaşanlar aramızda dolaşmıyorlar mı ? (bak bak nasıl nokta atış yapmış)


İ.Ö. 146 yılında yakılan Kartaca Kitaplığı'nın öyküsü çok sonralara ulaşır, çünkü Romalı'lar bu zengin kitaplığı yakmadan önce en iyi parçalarını Roma'ya taşıdılar. O sırada Roma Kitaplığı Makedonya'dan taşınmış kitaplarla kurulmuş ve 21 yaşında idi. Daha sonra İ.Ö. 88 yılında Atina'da o güne kadar bilinen en zengin özel kitaplık olan Psitratüs Koleksiyonu, İ.Ö. 48 yılında Sezar'ın emriyle yakılan 700.000 papirüs tomarlık İskenderiye Kitaplığı'nın seçilmiş parçaları ve İmparatorluğun dört bir yanından gelen yapıtlar bu kitaplığı oluşturmuştur. 24 Temmuz 410 tarihinde Roma'yı alan Vizigot Kralı Alarik 1 şehri 3 gün yağma etti ve yıktı. Bu olay insanlığın bir daha yerine koyamayacağı Roma kitaplığı ile, Roma'da çok meşhur özel koleksiyonlar gibi bilgi hazinelerinin sonu oldu. (Bilimin kalbini söküp atmışlar.) (Amarikalılar bunun filmini de çektiler. bknz. Agora)


Modern takvimin başlangıç tarihine kadar yok edilen kitaplıkların listesi:

İ.Ö.      Kitaplık Adı                              Yeri 

625       Asurbanipal Kitaplığı                 Ninova
333       Persepolis Kitaplığı                    İran
213       Çin Kitapları                               Çin
146       Kartaca Kitaplığı                         Kartaca
88         Psitratus Koleksiyonu                 Atina
75         Apollo Kitaplığı                          Yunanistan
54         Efes Kitaplığı                              Anadolu
48         İskenderiye Kitaplığı                   Mısır
42         Bergama Kitaplığı                       Anadolu




Bunlardan ülkemizde bulunan Efes Kitaplığı tam olarak yok edilemedi. Ermiş Paulus Efes Kitaplığı'nın yalnız garip olaylardan bahseden kitaplarını yaktırdı. Bu kitapları kim seçti? Bu garip olaylar neler idi? Yanıtları yok.

Efes ucuz atlattığı bu vahşetten sonra Celsus ve Diana tağınağı kitaplıkları olmak üzere iki çok önemli kitaplığa kavuştu ama İsa'dan sonra 263 yılında Gotlar'ın saldırısında bunlardan tek yapıt bile kurtulamadan yandı. bknz.Gotlar

Bergama Kitaplığı ise 200.000 tomar papirüsü içeriyordu. Sezar'ın yaktığı İskenderiye Kitaplığı'nı tekrar kurmak için İmparator Antoninus tarafından sevgilisi Kleopatra'ya armağan edildi. Bu görkemli  armağan İ.S. 273 yılında İskenderiye Kitaplığı'nda yanan yarım milyon yapıtın içindeydi. (nasıl kıydığınız vicdansızlar) (yalnız antınous amca koca kitaplık hediye etmiş, bir kıleopatra olamadık şu dünyada)

İskenderiye Kitaplığı'nı ikinci defa yakanlar bir bilim ve fikir merkezi olan İskenderiye'deki beğenmedikleri düşünce akımlarını ortadan kaldırmak isteyen hristiyanlardı. Denilebilir ki, tarih boyunca karşıt düşünceleri yıkmak için kitapları bilinçli bir yöntemle yok eden ve uygarlık tarihinde en büyük karanlık noktaları yaratan Hristiyan Klisesi idi. Onlar da İmparator Hoang Ti gibi insanlığın mutluluğu için çalıştıklarına içtenlikle inanıyorlardı. (toplu şizofrenik aktiviteler)


Klise, inançları yolunda acımasızdı. 1209 yılında Albanı Piskoposu Kardinal Henri, Maria Magdalena Klisesi'ne sığınan 7000 yenilmiş dindaşı için Haçlı ordularına şu emri veriyordu.
"-Hepsini öldürünüz! İnançlı kullarını Tanrı öbür tarafta ayırır." (bak sen şu allahın akıllısına, sen geberseydin ya madem sevgili kul.) Tabii böyle düşünen ve bu emri uygulayanlar için kitap yakarken ayrım yapabilmek olanaksızdır. (siz bütün kitapları yakın, tanrı öbür taraftan yakmamanız gerekenleri  seçip aşağı geri indirir.)

İskenderiye Kitaplığı'nın yok olmasını yakınlarındaki Mısır Serapis Tapınağı Kitaplığı'nın 391 yılında yakılması izledi. VII. yüzyılda bir Kelt Papazı İrlanda'da dinsiz olduğu için 10,000 dana derisi yapıtı yaktı. 1094'de Kordoba Kitaplığı yağma edildi. 1109'da Haçlılar Trablus Kitaplığı'nda 100,000 el yazması kitap yaktılar. 1250'de Papalık emriyle Fransa'da Kathar Mezhebi kitapları yakıldı... Bilim yobazlarının bu sorumsuz eylemleri yanında, görev yapma amacı ile kitap yakan hristiyan misyonerler de dünyanın en önemli yapıtlarını yok ettiler.

1562'de Güney Amerika'da Maya uygarlığına ait kitapları yakan İspanyol Papazlar, 1566'da Muz kabuklarına yazılı İnka Antolojilerini yakan Pachacuti hep görev yapma amacını güdüyordu. (görev aşkınıza şey edeyim) Hele Polonezya adalarında Eski Polonezya yapıtlarını yakan Rahip Eugene Eyraud dünyayı önemli bir takım belgelerden yoksun bıraktıktan sonra oturup hristiyanlık hakkında kitap yazdı. Bu sırada takvimler 1872'yi gösteriyormuş.

Doğu dünyası da böylesine yok edilen yapıtların öyküleri ile doludur. (Şimdi hep hristiyanlar şöyle papazlar böyle yaptı deyip duruyoruz da, daha geçen aylarda tarihi eserleri yok eden müslümanımsılardan hepimiz haberdarız.) 646'da Arap orduları İskenderiye Kitaplığı'nı bir kere daha yaktılar. Cengiz Han'ın 1221'de Gürgenç'te 10 büyük kitaplığı yakması, Bağdat'ta Darülhikme'nin 1258 Moğol saldırısında yağma edilmesi, Rus Çarı korkunç  İvan'ın özel olarak topladığı çok kıymetli kitaplığın dağılması insanlığın en önemli kayıplarındandır.

Korkunç İvan Tasvir

Avusturya Milli Kitaplığı'nın dağılması 1526'da Osmanlı ordularının Budapeşte'yi işgaline bağlanırken Alman Kütüphaneleri 30 yıl harpleri nedeniyle yağmaya uğruyordu. Ancak çağ değişmiş, önemli bir olay olmuş Matbaa icat edilmiştir. Buraya kadar yazılanlar matbaanın bulunmasının ne kadar önemli ve özellikle düşünce yapıtlarının ölmezliği yönünden ne denli yararlı olduğu hakkında fikir verebilir. (şimdi internet var depolama alanları var , bilgisayarlar akıllı telefonlar var. gerçi yine engel yememize mâni olmuyor bunların varlığı)

Matbaanın icadından sonra, artık kitap yakanlar yüzlerce kopyası olan kitapları yakabiliyorlardı. VII. yüzyılda Polonezya yazıtlarının başına gelenlerle Uardan'da Peter Sicard isimli bir papazın yaktığı bir yığın tarihi papirüs düşünce yapıtları, geriye dönülmez şekilde giden son örnekleri oldu. Yüzyılımızda kitap yakmak artık düşünceyi yok etme amacını değil, düşünceye saldırma amacını güder. Hitler'in meydanlarda yaktırdığı binlerce kitap bir gösteriden ileri gidemedi hatta saldırdığı fikirleri güçlendirdi.
Papirüs Kağıdı



Dikta rejimleri artık düşünce yapıtlarını yasaklamak veya yok etmekle bir sonuç alamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Şimdi yazarları yıldırmak, onlara acı vermekle fikirlerin yapıtlaşması önlenmeye çalışılıyor. Ama özgürlük insanların en büyük amacı oldukça, tarih düşünce akımları önüne gerilmiş barajların yıkılmasına tanık olmaya devam edecektir.

Günümüzle ne kadar uyuşuyor ki, neredeyse kaç sene öncesinin olaylarının tıpatıp aynılarını şimdi yaşıyoruz. Denildiği gibi, bunlar bir saldırıdan öteye geçemezler, ve eskisinden daha da sağlam bir şekilde karşılarında bilimi, farklı düşünceleri ve direnen özgürlükçü insanları bulmaları kaçınılmazdır.


(ülkece yaşadığımız tüm saldırılara, orta doğuda olup biten tüm saçmalıklara dolaylı yollardan hitaben)


Bonus: gericiysek gericiyik








Bilim ve Teknik, 1979 Sayı:134, seçilen konudan derlemedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder